Köyden şehir’e yayılan bir ses: Yağmur ve Toprak (1948-1951)

Yağmur ve Toprak dergisi 1 Temmuz 1948 tarihinde ilk sayısı ile, “Dergi köy kültürünün yansıtılması ve köylünün sesini duyurmak”. İddiasıyla, Köy ve toprak meseleleriyle yakından ilgilenerek o yıllarda köylünün yaşadığı zorlukları ve sosyo-ekonomik durumunu gözler önüne sermeyi amaçlayan köy kültür dergisidir. Ayda bir yayınlanan derginin “sahibi ve yazı işleri müdürü” Halil Aytekin’dir. Derginin ölçüleri 14x21 ölçülerinde  sade bir tasarımla okuyucusu ile buluşmuştur. 1951 yılına kadar toplam 26 sayı olarak çıkmıştır. Dergi ilk sayılarında 16 sayfa, 25 ve 26. Sayıları ise 32 sayfa olarak çıkmıştır.

Yağmur ve Toprak Dergisi içerik planına genel olarak sadık kalındığı görülmektedir.  Düzenli olarak “Basınımızda Köylü”,  “Köyden Gelen Ses”, Köylünün Gelir-Gider Tablosu, ve okuyuculardan gelen hikaye ve şiirler ve “Köy Bibliyografyası” düzenli olarak yayınlanmıştır.  İlk sayısında derginin genel bir idarehanesi yoktur. İçerikler ise Ankara-Etimesgut, Elvan Köyü’nde hazırlanmaktadır.  

İlk sayının “Köyden Gelen Ses” başlıklı dergi tanıtım yazısında derginin zor koşullarda da olsa çıkarılmasının temel amacını “Bu dergi, sevincini, ümüdini, öfkesini, yaşama gücünü bu topraktan alanların, bu toprağı kanı ve emeği ile vatanlaştıranların dergisidir. Bu dergi; kavruk çorak, çileli vatan toprağına nisan yağmuru bereket ile inecek. Türkçenin okunup konuşulduğu her yerde bu toprağın gözü, kulağı ve dili olacaktır. Toprak! Sırtımıza sana dayadık, seninle beraberiz. Herşey   senden herşey senin için…”(S1:3)  şeklinde aktarılmıştır. Halil Aytekin’in çeşitli zamanlarda yazdığı hikayeleri bazen kendi ismiyle bazen de Harmandalıoğlu müstear ismiyle yayınlamıştır. Aynı zamanda “Harman Yangını” isimli kitapta hikayelerini toplamıştır.

Yağmur ve Toprak dergisi, “Amalimiz, Efkarımız ikbali vatandır- N. Kemal,”(Emelimiz ve fikrimiz  Vatanı payidar kılmaktır) yazısı hemen logonun altında yer alır. Derginin çıkış amacı ile örtüştüğü söylenebilir. Dergi, Ankara’da 1 Temmuz  1948 yayın dünyasında yerini alır. Ocak 1950’de son sayısı ile kapanır Derginin “imtiyaz sahibi”, Halil Aytekin’dir ancak son 25-26’ncı sayılarda “Yazı işleri Müdürü” olarak Hilmi Artan’dır

Sade bir kapakla okurla buluşan derginin sayfa sayısı yirmidört’üncü sayıya kadar 16 sayfadır, 25-26. Sayılar 32 sayfaya çıkmıştır.  Yağmur ve Toprak ’ın iç tasarımında iyi bir dizgi olduğu söylenemez. Bununla birlikte, dönemin dizgi tekniğinin getirdiği sorunlar gözlenmektedir. Bazı yazıların sonraki sayfalara aktarılmış olduğu görülür. Dergi, kapak ve iç tasarımında görsel malzeme kullanımı oldukça azdır sadece birkaç sayının kapağında  fotoğraf ve illüstrasyonlara rastlamamaktadır, bu açıdan görsel kullanımı zayıftır. Beşinci sayının kapağında, Atatürk’ün ölüm yıldönümü vesilesi ile Atatürk heykelinin fotoğraf görseli; sekizinci sayının kapağında da Aşık Veysel’in karakalem çizimi kullanılmıştır.  Dergide, bunlar dışında, görsel ögeye rastlanmaz.  8 . Sayıda İlk defa satır başlarında kaligrafik fontlar kullanılıyor, onbirinci Sayıda derginin yazar kadrosu arttığı görülüyor. onbeşinci. Sayıda ilk defa kapak ta renk (Kırmızı) uygulaması görülüyor bu sayıya kadar yayında kullanılan Anadolu motifi yerine çiçek figürlü bir zemin üzerine kapak uygulaması yapılmıştır. Sonraki 3 sayıda aynı figür üzerine değişik renkler (Mavi, Sarı, Turuncu) uygulanmıştır. Arka kapak 17. sayıda ilk defa ticari bir reklam yayınlandığı görülüyor. yirmi üçüncü sayıdan itibaren kapak gramajı 160 gram olarak basılmıştır.  On dördüncü sayıya kadar  kapak görsellerinde kullanılan “Anadolu” motifi derginin “Anadolu” kültürünü sembolize eden bir göstergesidir.  

Halil Aytekin’in, Yağmur ve Toprak dergisinin oluşumu ve iddiasını yönlendiren entelektüel bir figür olarak ortaya çıkar. Onun fark edilmesini sağlayan, elbette, Halil Aytekin’in Köy Enstitülü olması ve Anadolu’nun birçok köyünde görev yapması köy kültürü üzerine çokça gözlem yapmasına imkan sağladığı yazılarının hemen hepsinde köylünün yaşadığı toplumsal sorunlara ışık tuttuğu görülüyor. Halil Aytekin’in İdeali, İddiası Eğitim, İlim ve kültür yolu ile köylünün hak ettiği yaşam koşullarına kavuşmasını ilke edindiği söylenebilir.

 Yağmur ve Toprak dergisi, Atatürk ilke ve İnkılaplarını referans alarak ve ilim ve tekniğin tarımsal değişmelerde makineleşmenin önemine sıkça vurgu yapılır. Derginin Atatürkçü, Yurtsever bir çizgide yayın yaptığı söylenebilir, Eğitim hayatında yeni düzenlemeler özellikle 1949 ve 1950 li yıllarda hükümet politikaları ile birlikte “Din Derslerinin eğitim müfredatına girmesi”, “İlahiyat Fakültelerinin kurulması”, “Arapça Ezan Okunması” gibi konuların gündeme gelmesi, İrticai faaliyet olarak nitelendirerek Anayasaya tehdit olarak değerlendiriliyor. “Hortlayan İrtica” başlıklı yazısında Halil Aytekin; Anadolu’da ortaya çıkan tarikatlar hakkındaki endişeleri dile getirdiği yazıda Atatürk ilke ve inkılapların tehlike altında olduğunu Arapça Ezan okunduğunu Şapka yerine fes ve yeşil sarıklı insanların çoğaldığını aktarıyor (H. Aytekin S:3, 5-7)

Dergi’de mütemadiyen “Köy Bibliyografyası” sayfasında 1938-1949 yıllarında yayınlanan Köy kültürü ve köy konulu tüm kitap ve dergi duyuruları, Yağmur ve Toprak ’ın yaygınlaştırılmasına ve yazar kadrosunun desteklenmesine ilişkin çabalar ise köylerde görev yapan öğretmenler için Halk Edebiyatı araştırmalarına yönlendirildiği görünür.

Yağmur ve Toprak ’ın okuyucuyu kazanmaya ilişkin köylünün sesinin daha çok duyurulması için her abonenin on abone kazandırması çağrısı derginin ufkunu yansıtması bakımından da önemlidir. Derginin eki hiç olmamıştır. Ancak yaygın süreli yayınlar ve kültür faaliyetleri yakından izlenerek okuyucuları bilgilendirilmiştir.

YAĞMUR VE TOPRAK ’IN FİKRİ ALTAYPISI

Yağmur ve Toprak , “Liberal Politikalar”a karşı bir eleştiri geliştirir. Köylünün üzerindeki yükün devlet eliyle giderilemediği beklenen toprak kanunu ve orman kanunun ancak köy ağaları için yararlı olduğunu köylünün toprak sorunu için elle tutulur bir çözüm bulunmadığı ağırlıklı bir şekilde yazılara yansır. ilk sayının “Ön Söz”ünde, derginin iddiası açığa çıkar. Bu Dergi “Sevincini, Ümidini öfkesini, yaşama gücünü bu topraktan alanların, bu toprağı kanı ve emeği ile vatanlaştıranların dergisidir. Bu Dergi, Kavruk, Çorak, çileli vatan toprağına nisan yağmuru bereketi inecek, Türkçenin okunup konuşulduğu her yerde bu toprağın gözü kulağı ve dili olacaktır. Toprak! Sırtımızı sana dayadık, seninle beraberiz. Herşey Senden..Herşey Senin için… Ne kendi çıkarımız için, ne de lütfen ve merhameten köye inmiş toprağa eğilmiş değiliz Gökten zembille de inmedik. Biz çilekeş köylünün kendisiyiz Ondan onun içinden geliyoruz. Kökümüz gün görmüş toprağımızın derinliklerindedir. Bu ses; bu toprağın köyünden geliyor. Bu ses Kulak veriniz (S:1, 3) 

Halil Aytekin’in Ütopyası Doğu Anadolu ile Karadeniz bölgeleridir. toprak ve kan davası, yoksulluk, töre baskısı ve eğitim sorunlarıdır. Bunun yanında Kültür konuları da 2. Dünya savaşından sonra Türkiye’de fikri dünyanın kısırlaştığı tespiti yer alıyor. “Tehlike Çanları” Başlıklı yazısında “Kültür Öldümü? Bir vakitler sayısız dergi, kitap, gazete çıkardı., ne oldu?. Onlarda fikir vardı, tenkit vardı, münakaşa hatta dedi kodu vardı, ne oldu? Belki kimi güzel, kimi çirkin, kimi eğri idi. Fakat vardı, izleri silinip giden yayınlara, sesi sedası kesilen fikir adamlarına sanatkârlara münekkitlere bakıyor da insan hakikaten şüpheye düşüyor. (S4:, 3)

 YAĞMUR VE TOPRAK ’IN YAZAR KADROSU VE İÇERİĞİ

Yağmur ve Toprak, Dergisi ilk sayıdan son sayıya kadar Anadolu insanının çilesini görmek mümkündür. Bir dönemin toplumsal yapısını göz ardı edilmeyecek bilgi, izlenim ve tanıklıklara yer veriliyor.  Düzenli olarak “Basınımızda Köylü”,  “Köyden Gelen Ses”, Köylünün Gelir-Gider Tablosu, ve okuyuculardan gelen hikaye ve şiirler ve “Köy Bibliyografyası” düzenli olarak yayınlanmıştır. 

Halil Aytekin’in çeşitli zamanlarda yazdığı hikayeleri bazen kendi ismiyle bazen de Harmandalıoğlu müstear ismiyle yayınlamıştır.  Günlük Gazetelerde köyler ile ilgili çıkan haber yada köşe yazarlarından spotlar aktarılarak derginin güncel köy konularının nabzı tutuluyor. “Partiler köylüden fazla rey almak için bize güle yüz gösteriyorlar. Güya köylü bütün memleket nüfusunun yüzde seksenidir, deniyor fakat meclislerde köylü bulunmuyor (Yeni Sabah 31 VII-1948, S4, 2)

Dergi çıkış Ön Söz yazısında Köy ve toprak konusun tüm tarih boyunca devlet adamlarının vazgeçemediği konulardan olduğunu anlatarak başlamaktadır. Derginin yayın hayatına başladığı yıllarda ise köylüye verilen sözlerin tutulmadığı beklenen “Toprak Kanunu”,Orman Kanunu” gibi konuların, köylünün eğitim ve sosyal durumlarının yeterince basında ve hükümet kurumlarınca sahiplenmediği yargısı çıkarılabilir köy kültürü ve köy davasını sahiplenen kişilerce bir taraf oluşturulması amaçlanmaktadır.

Halil Aytekin’in eğitimci olması ile “Köy Öğretmenlerinin sorunları da sıkça dile getirilmiştir “Bu Sayfa Sizindir”, bölümünde Köy Öğretmenlerinin  yaşadığı mesleki problemlerin yanında ekonomik ve sosyal durumlarına ışık tutmaya çalışmıştır. (S1,4)  Yağmur ve Toprak Dergisi yayın hayatı boyunca Köylünün günün şartlarında ekonomik yaşamına ışık tutması adına Köylünün Gelir-Gider Tablosu, başlığı altında Anadolu köylerinden örneklemler seçerek ışık tutmaya çalışmıştır. İlk sayıda Ankara Polatlar köyünü incelerek örneklem olarak Büyük, Orta, Küçük ve topraksız olmak üzere çiftçi ailelerinin gelir/Gider Tabloları çıkarılmıştır.  gelir kaynakları incelenmiştir. (Harmandalıoğlu) Halil Aytekin'in yapmış olduğu inceleme sonucunda Toprak sahibi çiftçilerin topraksız aile ile gelir gider dengesi olarak çok farklarının olmadığını hatta topraksız ailenin yıllık gelir olarak toprak sahiplerinden daha karlı olduğunu tespit etmektedir. sonuç olarak köylünün topraklarını yavaş yavaş kaybederek ırgatla saçağından endişe etmektedir. (S2:7)

Yağmur ve Toprak, Dergisinde“Halk Edebiyatı” örneklerini sıkça görmek mümkündür Sel Destanı-Aşık Veysel, Sıtma - Aşık Hakkı, Havadis- Tek-Çarık destanlarımız  (S1:9)“Köyden Gelen sesler” bölümünde hemen her sayıda yer almıştır. Halil Aytekin yazmış olduğu köy hikayeleri “Mizah destanları“ bölümünde yer alan , Aşık Ruhsati, Harabi, Aşık Veysel, Behlül gibi isimlerin Mizahi olarak kaleme aldığı günlük yaşamış oldukları köy kültürü içeren destanlar yer almaktadır.

Yağmur ve Toprak, Dergisinde içerik yoğunluğu ve yazar kadrosu derginin fikri çerçevesinin çizilmesi adına dikkat çekicidir. Yayınlanan içeriklerin yoğunluğu şöyledir;  “Hikaye” yoğun olmak üzere ekonomik köy analizleri, gündeme ilişkin makaleler olmak üzere, Halil Aytekin 20,  Harmandalıoğlu müstear ismiyle 18 içeriği yayınlanmıştır. M. Kuzugüdenli “Mizah Destanları”, “Fıkra” , “Hikaye” şeklinde 8, içerik, Cafer Can 6 Çeşitli Makale,  Mahmut Makal, 4 hikaye 1 Mektup 1 Fıkra olmak üzer, 6 içerik, Suat Taşer 5 şiir,  Murat Şahin        4 Makale şeklinde ekonomik analiz, Nusret Otyam 1 hikaye 3 Makale olmak üzere 4 içerik. Murat Şahin  4 Makale. İbrahim Cüceoğlu 1 Fıkra 3 makale 4 içerik Fikret Otyam 2 hikaye 1 Makale toplam 3 içerik.  Dr. Ziya Oykut 3 Makale, Fakir Baykurt 1 Şiir 2 makale. Necati Cumalı 1 Şiir 1 Makale 1 Ekonomik analiz olmak üzere 3 içerik. İ. Akpınar 3 Makale. Dr. Ceyhun Atuf Kansu 1 şiir 1 makale 2 içerik. Orhan Kemal   1 Hikaye 1 Derleme 2 içerik. Şeklinde ortaya çıkıyor.

Sonuç

1948’in Temmuz ayında yayınlanmaya başlayan Yağmur ve Toprak; dergisi, “Köy Kültürü”, “Anadolu’da toplumsal yapı”, Sanat ve Halk Edebiyatı dergiciliğinde Atatürkçü düşünce çerçevesinde farklı bir bakış açısını yansıtması bakımından kayda değer bir yayındır. “Köylü, Köy kültürü, Toprak” kavramlarının eğitimci bir bakış açısıyla yorumlanıp “Cumhuriyetçi” bir çizgide eleştirel yaklaşım sergilenerek farkındalık oluşturmak istenmesiyle “idealist” bir dergi olduğu söylenebilir. Harp yılları sonrası Anadolu köylüsünün durumun çarpıcı bir şekilde ele alındığı dergide “İrtica” ve “Ağalık sistemi” zihniyeti eleştirilir. Karar alıcı yönetiminin köylü üzerinde çok az etkisi olduğu köy toplumunun 1948-1951 yıllarında  insani değerlerle uyumlu bir hayat sürmediği yargısına varılabilir. Dergi sadece eleştirel bir yargı ile değil toplumsal yapının büyük bir çoğunluğunu temsil eden Köylünün, “Eğitim” başta olmak üzer “Makineleşmiş Tarım”, “Toprak Kanunu”, “Orman Kanunu” gibi somut adımlarla iyileştirilebileceğini savını ortaya koyar. Toprağın akılcı bir tutumla “Köylünün Sosyal Yaşam” kalitesinin artırılacağını bu yönüyle dergide ortaya çıkan söylem, “Yurtsever” bir çizgide yayın yapmaktadır.

Derginin sahibi Halil Aytekin’in “Yağmur ve Toprak ”ı kurma idealiyle belirlediği toprak olgusu dergide yer alan makale, hikaye ve şiirlerde yansıtılır. Hikayeler yansıyan en önemli tema yoksulluktur. Yağmur ve Toprak ’taki kurgu şiirler ve metinler, derginin iddiasını tamamlayıcı niteliktedir. Yağmur ve Toprak , yayımlandığı dönemde siyasal durum da göz önüne alındığında derginin yayın hayatında ekonomik sıkıntılar ve baskıdan da söz edebiliriz. Üç  yıl gibi uzun bir süre yayın yapan “Yağmur ve Toprak” dergisi Anadolu’nun ekonomik durumu açısından bilgilendirici bir dergi olduğu söylenebilir. Kadrosunun Köy Enstitülü eğitimcilerin ağırlıkta olması nedeniyle daha çok sosyo-ekonomik ve eğitim problemleri ve yapılması gerekenler açısından gerçekçi bir yayın dilini görebiliriz.. Yağmur ve Toprak , yukarıda aktarılan göstergeler açısından Toplumcu ve gerçekçi bir dergidir. Derginin asıl nüshalarına ulaşmak ise oldukça zor olması nedeniyle Anadolu’nun 1950’li yılların sosyo-ekonomik bir çerçevede araştıracaklar için çok iyi bir kaynak olacaktır.

Araştırma: Mevlüt Eren.

HALİL AYTEKİN KİMDİR?

(D. 1913, Hacıbektaş / Nevşehir - Ö. 1973, Ankara). Bazı yazılarında Harmandalıoğlu imzasını kullandı. İlköğretmen okulu mezunu. Çeşitli köy okullarında öğretmenlik, gezici başöğretmenlik, Ankara’da Millî Kütüphanede memurluk yaptı.

Köy hayatını anlatan hikâye ve yazıları, çıkardığı Yağmur ve Toprak (1948-1951, 26 sayı) dergisi ile Yeni Adım, Ülkü, Yeryüzü, Yön, Eylem, Yeni Gün, Forum (1966-70) dergilerinde yayımlandı.

ESERLERİ:

HİKÂYE: Harman Yangını (1946).

FABL: Hayvan Masalları (1958).

İNCELEME: Doğuda Kıtlık Vardı (1965).

RÖPORTAJ: Ezilen Doğu (1969).

1913 yılında Hacıbektaş’ta doğdu. Köy öğretmenliği ve gezici başöğretmenlik yaptı. 1948-51 yıllları arasında Yağmur ve Toprak dergisini çıkardı. Hayvan masalları derlemesi ile Harman Yangını adında öykü kitabı. Dönemin ilerici yayın organları ile eğitim ağırlıklı gazete ve dergilerinde yazdı. Halil Aytekin, yılın değişik aylarında Anadolu gezileri yaparak, Doğu Anadolu ile Karadeniz bölgelerini gezerek tespitlerini hikaye ve yazılarına aktarırdı. Toprak ve kan davası, yoksulluk, töre baskısı ve eğitim sorunları yazılarının temel çıkış noktasıdır. Halil Aytekin’in özel yaşamına ilişkin evli olmadığı biliniyor. 1960-1965 yılları arasında Forum ve Sosyal Adalet dergilerinde çıkan röportaj ve incelemelerinin büyük bir bölümünü Doğuda Kıtlık Vardı adıyla yayınlanmıştır. (Toplum Yayınları, 386 sayfa.. Ankara 1965) “Bu kitabı, gözlerini kıtlık dünyasında açıp kıtlık dünyasında kapayan, Doğu’nun çilekeş Hassolarına, Memolarına adıyorum” diye not düşen Halil Aytekin 1973’de, Ankara’da bir hastanede yaşama veda etti.  

 

KAYNAKÇA

Ömer Faruk Toprak / Sosyalist Kültür Ansiklopedisi (1980),

Yurt Ansiklopedisi (c. VIII, 1982-1983), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999),

Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001). 

Remzi İnanç/ 26 ağustos 2008 - Evrensel Olmak (Köşe Yazısı)

 Yeni Adım, Ülkü, Yeryüzü, Yön, Eylem, Yeni Gün), ve Forum (1966-70). Doğuda Kıtlık Vardı’